İlk yarının son derbisinde Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker'i rahat bir oyun ve net bir skorla yendi. Büyük bir sürpriz olmaz ise ligin ilk devresini lider bitirmeyi garantiledi Efes.
Maç öncesi bakıldığında, neredeyse benzer sıkıntıları bulunan iki takım karşı karşıya gelecekti. Hem Efes'in hem de Fenerbahçe'nin sezon başından beri oyun kurucu bölgesi ve çember altında zaafları bulunuyordu. Oktay Mahmuti ilk kez Kerem Tunçeri'yi 28 dakika sahada tutarak, takımının 1 numaradaki sıkıntısını minimuma indirdi. Maçın ardından herkesin hem fikir olduğu tek konu Efes'in topu önceki maçlara oranla daha iyi paylaşabildiğiydi. Müthiş bir yüzdeyle oynanan Olympiacos maçını ayrı bir yere koyduğumuz takdirde tabi ki. Bu da ancak iyi bir oyun kurucunun sahada oluşuyla sağlanabilecek bir şey. Kerem bu nedenle Efes açısından oldukça değerli. Bu maçla beraber tekrar kazanılması da takım adına çok önemli. Fenerbahçe'de ise Bo McCalebb, Partizan ve Siena senelerindeki performansından uzak bir görüntü veriyor. Şutunun riske edilmesi hücum performansını kötü etkiliyor elbette. Ancak şöyle de bir gerçek var ki, özel bir oyuncu olmasına rağmen tam olarak 1 numara değil. Dolayısıyla Tripkovic transferi yerine, daha çok 1 numaralı pozisyonda oynayabilecek bir isim, kesinlikle takım adına daha faydalı bir hamle olurdu.
Gelelim diğer bir problemli bölge olan çember altına. Efes'in 5 numaralı pozisyondan yaşamış olduğu sıkıntılar aşikar. Semih kesinlikle rotasyonda olması gereken önemli bir oyuncu ancak güvenilip de yola çıkılacak isim değil. Anlatmaya çalıştığım, yoğun bir maç trafiği olan ve hedefi Final Four olan bir takımın ilk beş oyuncusu olmadığıdır. İstikrar ve mentalite eksikliğinin, düşüncemi fazlasıyla desteklediğini düşünüyorum. Ayrıca Semih'in Fenerbahçe Ülker karşılaşmasında pota altını domine ettiğini de söylemeliyiz. Semih'in bu kadar net bir şekilde üstünlük sağlayabildiği tek çember altı da Fenerbahçe'ninki olabilir. Sarı lacivertlilerde sene başında transfer edilen oyunculara kimse ağzını açıp tek kelime edemeyebilirdi ama şu an kimsenin ağzı kapanmıyor. Batiste ve Andersen'in fizik durumu facia adeta. Kariyerlerinin sonlarında Katar'a giden futbolcuları andırıyorlar. Fenerbahçe Ülker sene başında yapmış olduğu iki transfer yanlışının bedelini çok ağır ödüyor ve sezon boyunca da ödemeye devam edeceğe benziyor. Senenin geri kalan bölümünde daha sık, Kaya ile İlkan'ı beraber sahada görebiliriz. Bu pozisyonlar için en diri iki isim şu anda.
Son olarak Anadolu Efes'in yükselişte olduğunu, Fenerbahçe Ülker'in ise olabileceği en dip noktada olduğunu söyleyebiliriz. Dünkü maçta, Efes'in Kerem, Farmar ve Vujacic'in aynı anda sahada oldukları dönemde ne denli tehlikeli bir takım haline dönüştüğünü, Fenerbahçe'nin ise Preldzic oyunda olmadığı dakikalarda hücumda rahat atış imkanı bulmakta zorlandığını ve takım halinde yanlış seçimler yaptığını gördük. Bu hafta Euroleague'de, Efes evinde Alba ile çıkışına devam edebilecekken, Fenerbahçe, Maccabi deplasmanına gidiyor. Zor günler devam edeceğe benziyor.
