Kazanan da aynı Kaybeden de

Anadolu Efes-Galatasaray Medical Park maçı sadece yenilgisiz ve ligin iki iddialı takımının mücadelesi değil, aynı ekolden gelen fakat basketbol görüşünde pek benzerlik bulunmayan iki üst düzey koçun taktik savaşıydı aynı zamanda. Ergin Ataman ve Oktay Mahmuti geçen sene, ayrı takımlar altında tam 7 kez karşı karşıya gelmiş, bunların beşinden Ergin Ataman'ın Beşiktaş Milangaz'ı galibiyetle ayrılmıştı.

NTV Spor 30 Eki 2012
Kazanan da aynı Kaybeden de

Anadolu Efes-Galatasaray Medical Park maçı sadece yenilgisiz ve ligin iki iddialı takımının mücadelesi değil, aynı ekolden gelen fakat basketbol görüşünde pek benzerlik bulunmayan iki üst düzey koçun taktik savaşıydı aynı zamanda. Ergin Ataman ve Oktay Mahmuti geçen sene, ayrı takımlar altında tam 7 kez karşı karşıya gelmiş, bunların beşinden Ergin Ataman'ın Beşiktaş Milangaz'ı galibiyetle ayrılmıştı.

Ergin Ataman geçen sene Beşiktaş-Galatasaray serisinde yaptığı gibi, rakibinin oynadığı ikili oyunlarda switch yaparak ve zaman zaman 4 kısa ile oynayarak Efes'in düzen dışına çıkmasını sağladı. Sarı kırmızılılar hücumda da %63 gibi oldukça ekstra bir üç sayı yüzdesiyle hücum edince tüm maçı kontrolü altında tuttu. Öyle kritik anlarda o kadar ciddi atışları sayıya çevirdiler ki, Efes'in geri gelmesine bir an bile olsun izin vermediler. Galatasaray'ın kadrodaki en zorlanacağı pozisyon olan 4 numaradan Macvan'ın beklenenin üstünde katkısı maçın kilit noktalarından bir tanesiydi. Sırp oyuncunun vasat ve altında olacağı her maç sarı kırmızılılar için kangren şeklinde geçebilir. O zaman da rotasyonda Ersin daha fazla süre bulabilir ancak takımın o bölgeden dış şut tehdidi ciddi anlamda yara alabilir. Galatasaray'ın savunmadaki isteği gözle görülür düzeydeydi. Şöyle de bir gerçeği göz önünde bulundurmak gerekir ki, hücumda soktuğun müddetçe defanstaki iştahın da o denli artıyor. En yakın örneği bu maç öncesi son iki haftadaki Anadolu Efes'ti. Galatasaray Medical Park maçı 10 kişi oynamış gibi gözükse de, sadece beş oyuncu 20 dakika ve üzeri sahada kaldı. Geniş olan rotasyonu mümkün olduğunca daraltıp, o gün performans veren oyunculardan maksimum derecede performans almaya çalışıyor Ergin Ataman.

En büyük artıları Hawkins ve Domercant gibi iki önemli saha içi liderini kadrolarında bulundurmaları. Hawkins sahada birden fazla işi aynı anda ve gayet olumlu olarak yapabiliyor. Sadece skor üretmekle kalmıyor, defansı üzerine çekerek boşu bulabiliyor, savunmada doğru pozisyonlarda yardıma geliyor ve takımına ribaund katkısı da veriyor. Domercant'ın henüz maç eksiği bulunmasına ve ligdeki ilk maçı olmasına rağmen verdiği katkı ve basketbol oynama isteği gerçekten dudak ısırtıcıydı. Kenardan gelir gelmez zor pozisyonlarda soktuğu şutları izlemek ayrı bir keyifti. Bu tarz zor atışları denemesi kendine olan müthiş özgüvenini ve ne denli büyük bir skorer olduğunu yeterince açıklıyor sanırım.

Anadolu Efes'te Jordan Farmar'ın istatistikleri göze çarpsa da, Göksenin'in savunmada kendisini oldukça yıprattığını söylemeden geçemeyiz. Göksenin, ayaklarının çabukluğunu ve fiziksel anlamdaki gücünü, ilerleyen dönemlerde tecrübesi ve zekasıyla birleştirdiği takdirde Avrupa'nın en önemli defansçılarından biri arasına adını yazdırabilir.

Oktay Mahmuti geçen sezon olduğu gibi bu sene de rakibinin savunmadaki adam değişikliklerine cevap vermekte zorlandı. Şu andaki kadrosunda yanlış eşleşmeleri iyi oynayabileceği çember altı oyuncuları bulunmuyor. Bir önceki sene de rotasyonunda benzer şekilde buraları değerlendirebilecek uzun oyunculara sahip değildi Oktay Mahmuti. Savunmada Galatasaray'a aynı şekilde cevap verselerdi, sarı kırmızılıların da zorlanacağı aşikardı. Galatasaray'ın da oraları olumlu oynayabilecek çember altı pozisyonunda oyuncu eksiği bulunuyor. Efes, Milano maçının ardından oynadığı biri lig, ikisi Euroleague olmak üzere üç karşılaşmaya da yüksek tempoda başlayıp, ritm kazanarak oyuna hükmediyordu. Ancak buna izin vermedi Galatasaray. Efes, kısa oyuncularının bu kadar formda olduğu bir dönemde maça hiç giremeyip, beklenen performansı gösteremedi.

Son olarak Anadolu Efes'in Euroleague maçlarını Abdi İpekçi'de oynayıp, Beko Basketbol Ligi için Ayhan Şahenk'i tercih ediyor olmalarını aklım almıyor. İki-üç günde bir maç oynandığı bu tempoda, oyuncuların aynı salonu iki defa üst üste göremiyor olmaları oldukça ilginç.