Yabancılaşmak

Türkiye Basketbol Federasyonu, Erkekler İkinci Ligi’ndeki yabancı sayısı için beklenen kararını dün öğle saatlerinde açıkladı.

NTV Spor 27 Haz 2012
Yabancılaşmak

Türkiye Basketbol Federasyonu, Erkekler İkinci Ligi'ndeki yabancı sayısı için beklenen kararını dün öğle saatlerinde açıkladı.

Geçen seneye kadar kadrolarında bir yabancı bulundurabilme hakları bulunan kulüpler, bu sezon ile beraber, federasyonla ortak almış oldukları 1+1 kuralı ile iki yabancı oyuncuya dönmüşlerdi. Böylece bir oyuncu sahada olabiliyorken, diğeri benchte oturabilecekti. Dün yapılan toplantıdan ise, çok da şaşırmadığım bir karar çıktı ve iki yabancı oyuncunun aynı anda sahada olabilmeleri hakkı tanındı kulüplere. Alınan bu kararın, yerli oyuncu ücretlerinin astronomik olmasını bahane eden kulüp yöneticileri tarafından alındığı belirtildi. Piyasayı bilen bir basketbol sever olarak, 5 ya da 6 basketbolcu dışında hiçbir oyuncunun, TB2L şartlarında oldukça yüksek ücretler almadığını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

Ligimizi pazarlayamadığımız, kaynak üretip, sponsor bulamadığımız ve kulüplere gelir yaratamadığımız aşikar. Daha Beko Basketbol Ligi'nin pazarlamasını doğru dürüst beceremiyorken TB2L konusunda nasıl başarılı olabiliriz, o da ayrı bir tartışma konusu. Lig tarihine baktığımız zaman, basketbola yatırım yapan birçok müessese istikrarı sağlayamamış, uzun vadede kulüplere fayda getirememiştir. Dikkat edersek ligimizde var olan televizyon yayınları, üç büyük camia ve Anadolu Efes ile sınırlı kalıyor ve ligde var olan diğer kurumlar ve kulüpler yapmış oldukları yatırımın karşılığını alamıyorlar. Sponsorluk sistemini iyice oturtmalı, müesseseleri bir şekilde tatmin ederek ve istikrarı sağlayarak yatırımları uzun vadeye yaymalıyız.

TB2L'de televizyon yayını var mı? Yok. Sponsor bulunulabiliyor mu? Hayır. Kulüplere gelir yaratılabiliniyor mu? Cevap bir kez daha hayır. Öyleyse iki yabancıya izin çıkması, ligin kalitesini ve seyir zevkini ne derece arttırabilir? Getirilecek yabancı oyuncular kaliteyi yükselteceğine düşürebilir de. Bunun örneklerini önceki senelerde sıkça görmüştük.

Hedef eğer TB2L'deki oyuncular ve kulüpler arasındaki rekabeti arttırmak ise uzun vadede iki yabancı fikri kulağa çok da uzak gelmeyebilir. Ancak o zaman da lige yatırımın arttırılması ve de TB3L'nin de canlandırılması gerekmektedir. TB2L'de forma şansı bulamayan ve altyapı yaşı yeni bitmiş oyuncuların TB3L'de oynayabiliyor ve de aynı zamanda hayatlarını idam ettirebiliyor olmaları gerekiyor. Ancak şu aşamada, bahsettiğimiz düşünceler pek de mümkün gözükmüyor.

Bir başka tartışma konusu ise; altyapıdan yeteri kalitede oyuncu gelmemesidir.  TB2L'den Beko Basketbol Ligi'ne de gene yeteri kadar oyuncu gitmemektedir. Avrupa'nın diğer ülkelerine baktığımız zaman, oyuncuların ikinci liglerden birinci liglere daha fazla adım atabildiğini görebiliriz. Bizim ülkemizde ise 1.ve 2.ligde oynayan oyuncular arasında neredeyse hiç rotasyon olmamakta, herkes kendi liginde kısır döngü şeklinde hayatına devam etmektedir.

Son olarak; basketbol oynayan daha doğrusu spor yapan insanların genelinin eğitimlerine önem veremediğini görebiliriz. Bunun da bir sisteme oturtulması ve eğitim ile sporun bir arada yürüyebilir hale getirtilmesi gerekiyor. Aksi halde bugünkü gibi birçok oyuncunun iş bulma riskinin yükseldiği bir dönemde işler daha da zor hale gelecektir. Burada tabi ki ailelere de büyük iş düşüyor. Antrenörlerin yönlendirmekte zorlandığı çocukların, rotalarını bulmalarında anneler ve babaların payı büyük olmalıdır. Ne de olsa eğitim önce aileden başlıyor.