Fenerbahçe taraftarının bu yıl takımını desteklemek için Portekizce bir kaç tezahürat öğrenmesi gerekecek gibi görünüyor. Fenerbahçe'nin Eskişehirspor karşısına çıkan 11'inde 7 oyuncunun anadili Portekizce.
Eskişehirspor karşısında geçtiğimiz sezonun ideal 11'inden ise sadece 3 oyuncu; Sow, Alves ve Volkan ilk 11'de maça başlayabildi. Böylesine bir değişikliği hiçbir takımın kolay kolay sindirebilmesi mümkün değil. Buna rağmen Fenerbahçeli oyuncular, alanlarını paylaşmak ve birbirlerini tanımak için ekstra çaba gösteriyorlar.
Şu anda Fenerbahçe'nin oyunun tamamında iyi olduğunu, rakibine kendi evinde hükmettiğini söylemek imkansız ama bir çok oyuncu kendini ispat etmek istiyor. Diego'ya açık bir sorumluluk verilmiş, o da bu sorumluluğu kullanmak konusunda ne kadar istekli olduğunu her fırsatta gösterdi. Diego böyle oynarsa Kadıköy'de iz bırakabilir.
Fernandao tam Fenerbahçe taraftarının sevdiği golcü tipinde. Tabii ki çift forvetle sahaya çıktığınızda bu iki oyuncunun uyumu her zaman merak edilir. Robin van Persie sağlıklıysa ve ilk 11 başlayacaksa yanında kim oynayacak? Sow ile Fernandao'nun bu takımın ideal ikilisi olmadığı Eskişehir maçından belli oldu. Çok iyi anlaşmadıkları gibi birbirlerinin pozisyonlarını bile bozdular. Ama sonuçta iki oyuncu da gol atmayı başardı. Gol atarak işini yapan iki forveti de eleştirmek çok mantıklı olmaz. Tabii ki iki oyuncu da hazırlık maçlarından bu yana forvette kızışan rekabet nedeniyle gol atmayı pozisyona girmeyi çok istiyorlar. Ama bu istek fazlası zaman zaman hücumun dengesini bozdu.
Fenerbahçe'nin asıl meseleleri ise savunma ve savunmanın önündeki oyuncular. Josef tanımadığım, merak ettiğim, şüpheyle yaklaştığım bir oyuncuydu gözümde... Ancak Eskişehirspor maçında şüphelerimin bir kısmını giderdi. Fenerbahçe'ye faydalı olacağı hatta faydanın ötesine geçebileceğinin işaretlerini verdi. Diego'nun performansının altında Josef'in oynadığı oyununun büyük katkısı var.
Meireles ise bildiğiniz gibi. İkili mücadeleye girmeyi sevmiyor risk almak istemiyor fizik gücü de düşük. O bölgede Emre gittikten sonra, Mehmet Topal-Emre Belözoğlu ikilisinin yerini hangi iki oyuncunun alacağı belli değil. Ozan ve Topal gibi iki milli oyuncu da bu rekabette olacak. Ama bu takımın Mehmet Topal'ın katkısına özellikle ihtiyacı var.
Eskişehirspor çok yumuşak bir takım. Aslında Skibbe'yi tanıyanlar için bu sürpriz değil. Pres yapmayan, Fenerbahçe forvetlerini rahatsız etmeyen bir Eskişehir vardı sahada. Eskişehir'in kendi adına yaptığı tek doğru şey Diego'ya sık sık faul yaparak onu durdurmak oldu.
Burada Lawal'a bir parantez açmak lazım. Beşiktaş'ın orta sahadaki eksikleri için transfer etmek istediği Lawal karşılaşmanın iyilerindendi. Güçlü ve iki yönlü bir oyuncu ama sahada ne zaman ne yapacağını bilmiyor, çok dağınık. Böyle bir oyuncunun Beşiktaş orta sahasını bu kadar da sakat varken gelip toparlamasını beklemek, en hafif karşılığıyla iyimserlik olur.
Maça dönersek... Ligimizde Skibbe'nin Eskişehirspor'undan çok daha sert takımlar var, keza UEFA Avrupa Lig'inde de... Böylesine takımlara karşı Meireles, Josef ve Diego gibi oyuncular defansif olarak kuşkusuz zayıf kalacaklar. İşte tam bu noktada Topal ve Ozan Tufan gibi oyuncular Fenerbahçe orta sahasının vazgeçilmezleri. Tabii ki bu durumda Vitor Pereira'nın, biri kendi transferi diğeri de Portekizli olan bir oyuncudan ödün vermesi gerekecek.
Fenerbahçe savunması ise şu anda takımın en zayıf halkası. Takımın asıl savunma ikilisi Simon Kjaer - Alves olarak görünüyor. Kjaer, Atromitos maçında cezalı olduğu için bu maç Ba ve Alves görev yaptı. Caner'in cezası ve Gökhan'ın sakatlığı da ideal savunmanın oluşmasına engel oldu. Alves ve Ba belki Eskişehirspor maçında sorunsuz oynamış görülebilir ama Fenerbahçe bu ikiliyle hangi maça çıkarsa çıksın taraftarını maç içinde tedirgin eder.
Hasan Ali dün Fenerbahçe'ye geldiğinden bu yana oynadığı belki de en verimli maçı geçirdi. Şener için konuşmak erken ama Eskişehirspor karşısında oynadığı oyunun çok çok üzerine çıkması şart.
Saraçoğlu'nda Fenerbahçe taraftarının van Persie'ye büyük ilgisi var. Taraftar ısınmaya gittiğini gördüğünde sevinçten çıldırdı. Oyuna girdikten sonra golü çok istedi ve pozisyona da girdi. Robin van Persie hazır değil ama hazır olmayan görüntüsü bile rakip takım savunmasının dengesini bozdu.
Gecenin en güzel anı da van Persie'nin Manchester'dan ayrılışına ağlayan Luis Diamond ile Hollandalı yıldızın birlikte basının karşısına çıktığı andı. Uzun zamandır takımlarımızdan uluslararası alanda böyle güzel bir iletişim-pazarlama hareketi görmemiştim. Duyduğumuza göre küçük Diamond ve Ailesi Fenerbahçe yönetimi tarafından Antalya'da da ağırlanacakmış.
