Sevgili günlük,
Dün büyük bir laf ederek kapağını kapatmıştım... Şimdı o büyük lafı çiğnemenin vaktı geldi. Efendim Pazar sabahı için Kobe Bryant'la ropörtaj ayarlandığını sanıyordum. Dünya Kupası'nı takip etmek için gelmiş Johannesburg'a, gelmişken de dünyaca ünlü bir tekstil firması adına sosyal sorumluluk prozelerine katılıyor ya da tam tersi... (Firma ismi vermeyeyim RTÜK'ten milyarlık ceza yeriz...
Bu organizasyonların birine bizi de davet ettiler. Bunu öğrendikten sonra tabi ben aldı bir heyecan... Sorular için hemen İsmail Şenol'dan destek alındı, nasıl başlarım nasıl bitiririm diye provalar yapıldı. (Beni tanıyanlar bilirler ropörtaja hazırlık aşamasında detayları düşünme konusunda üstüme yoktur...)
Final için sakladığım gömleği de dolaptan çıkardım, iki dirhem bir çekirdek sabahın köründe düştük yine Soweto yollarına... Ancak açılışı yapılacak antrenman tesislerinden girdiğimizde bir gariplik olduğunu fark ettim. Yani ben özel röportaj yapacaksam geriye kalan 341 televizyon kanalı, 196 gazete ne için buraya gelmişti... Rakamlar biraz abartılı ama organizasyonu takip etmek icin İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin bir sezonda topladığı seyirciden fazla gazeteci gelmişti... (Teşbihte hata olmaz ama zorlama olur...)
Anlaşılan kazın ayağı beklediğimiz gibi değildi. Özel röportaj yapamadığımıza mı yanayım yoksa, finalde giyeceğim gömleğin ütüsünün bozulduğuna mı yanayım derken, basın toplantısı için bizi sahanın ortasına topladılar. O sırada CNN International'in ünlü spikeri Pedro Pinto malı yukarda yiyiyordu...(Malı yemek, yanlış anlaşılmasın bu bir televizyonculuk tabiridir...)
Ama açıklama toplu da olsa biz NTV Spor olarak farkımızı ortaya koyduk... İyi bir planlama ve açı ayarlamasıyla 2 soru sorup cevabını aldık... (Detaylar NTV Spor haber bültenlerinde)
Ancak günün flaşı bu değildi...
Kobe Bryant haberi için anons çekerken daha doğrusu çekemezken, şöyle bir durum var, eğer yorgunsan kamera karşısında ciddi konsantrasyon sıkıntısı yaşıyorum, bugün de onlardan biriydi...
Her neyse bir anonsu 7 kez tekrarlayınca karşıdan bir gülüşme geldi, bendeki madeni keşfeden bir ekip beni çekmeye başlamıştı...
Sonradan Hollandalı olduğunu öğrendiğim biri bana "Çıkart ceketi, senin yerine ben yapacağım" dedi... Ceketi verdik ve herşey böyle başladı, meğerse bizim Ntv kokartlı ceketi giyen eğlenceli şahsiyet, branşında 8 dünya şampiyonluğu bulunan efsanevi bir sporcuymuş... Kim mi?
Dannnnn...
Az sonraaaaaa...(Bunu öğrenmek için de Futbol Tatil'de programını takip etmeniz gerekiyor:)
Bugüne dair bir diğer güzel not ise, ilk defa yaptığım bir röportaj sonrası, röportajı veren kişi arayıp teşekkür etti. Okuması çok düşük ihtimal ama Sayın Şenes Erzik'e ben de burdan kendi çapımda teşekkür ediyorum...
