Film Şeridi

Kısa bir film özeti gibi geçer mi arada hayatınız aklınızdan... Sokakta yürürken, metroda giderken

NTV Spor 29 Ara 2015
Film Şeridi

Kısa bir film özeti gibi geçer mi arada hayatınız aklınızdan...

Sokakta yürürken, metroda giderken, deniz kenarında uzaklara bakarken düşünür müsünüz hiç?

Hadi sene biterken birkaç dakikanızı ayırın ve şöyle bir bakın film şeridinize...

Sanırım bunun için iddia edildiği gibi illa ölmek gerekmiyor... Hatırlamak lazım bazen... O anlarda sürdürmek değil de hayatı, hatırlamak, yad etmek; derin bir nefes almak, gülümsemek ve öyle devam etmek...

Bir de, bakmayın siz melankolik hayat şairlerine; bazı şeylerin değerini anlamak için o şeyi kaybetmek gerekmiyor illa; bunu da not düşelim bunu bu evrenin zaman tüneline...

Kare Kare anlar
İlk kez erik ağacına daldığınız o güzel zamanlar mesela...(Ege taraflarında erik ağaçlarına dalınır, tırmanılmaz)

Evde sobada ısıtılan mandalin kabuğunun odaya doldurduğu huzur veren kokunun çıtırtısı...

Pide yedikten sonra ikram edilen kolonya(-lı mendil değil ama kolonyanın kendisi)

Top oynadıktan sonra bahçedeki çeşmeden içilen suyun başka hiçbir şeyde olmayan o eşsiz tadı (Suyun tatsız olduğunu kanıtlayan bilim adamları, top oynadıktan sonra ağızlarını o çeşmeye hiç dayamadılar ki nasıl anlatayım ben onlara o kusursuz tadı... Bazı şeyleri anlatamazsınız işte, yaşamak lazım)

Ya da bol bir kapşonlu üstü, şortun üzerine geçirip basketbol topunu şişirmek için bir lastikçiye uğradıktan sonra, potalara, basketbol oynamaya hazır ve nazır bir topla gitmenin verdiği bir nevi “Oscar” kazanma hissi... Nasıl özeldir... (Hala bilmiyorsanız bu hissi bir deneyin derim)

Sevdiğiniz insanla ilk kez izlediğiniz film, ona aldığınız ilk hediye, birlikte ilk gittiğiniz yer...

İlk kez tribüne gidip, hiç tanımadığınız insanlarla tuttuğunuz takım için kol kola girdikten sonra ses tellerinizde derman kalmayıncaya kadar bağırdığınız o ilk an... Ya da belki, maç bitişi bir vapurla karşıya geçerken, temiz havanın yüzünüze vurduğu o büyülü birkaç dakika...

Bazen bir topun peşinde geçirdiğiniz zaman, bazen bir yolculuğun sizden kimsenin alamayacağı hatırları... Bazen izlediğiniz bir filmin hissettirdikleri, bazen okuduğunuz bir kitapta kendinizi kaybettiğiniz sayfalar... Bazen içinde ekrana yansıyandan çok daha fazla şey barındıran bir fotoğraf karesi; bazen bir deniz esintisi; bazen bir gülümseme yüzünüzden yayılan... Bazen sadece bir saniye, bazen upuzun dakikalar... Ama hep anılar, anlar...

Filminize şöyle bir bakarken iyiden iyiye anlaşılıyor değil mi... Esas olan anlardır, sizin anlarınız... Hayatınızı size, sizden sonrakilere anlatan; ruhunuzu oluşturan o eşi benzeri olmayan anlar...

Bu kısa ömürde bile zaman zaman kıymetini unuttuğunuz anlarınızın birikimidir geride bıraktığınız, onlardır geleceğe aktardıklarınız...

Yıllar geçtiğinde; geriye dönüp baktığınızda uyuduğunuz dakikaları değil yaşamınızı hayata dönüştüren o anları hatırlarsınız... Çünkü o anları siz yaşamışsınızdır... O anları siz yapmışsınızdır; o anlar da sizi siz yapmıştır... O anlar hikayeniz anlatmıştır, anlatmaktadır, anlatacaktır (sizden çok sonra bile hem de)

Şimdi film şeridini biraz keselim ve kısaltalım... 2015'te mesela gözlerinizi kapattığınızda ilk neler geliyor aklınıza... Neler yazılmış kişisel tarih kitabınıza....

İstanbul'a ağır ağır kar yaklaşmakta ve kendi adıma gözlerim kapalı sıcak bir sahlep eşliğinde düşüyorum şimdi bu sezonun son notlarını, bembeyaz bir sayfanın parlaklığında...

Genellikle cam kenarında geçen yolculuklarda, dışarı bakarken hayatın kıyısına düşülmüş notlar bunlar...

Bazıları bana kalsın, onları başka zaman elbette konuşuruz, ama ‘Ne anlardı be' dediğim sportif olanları yazmadan geçmeyeyim 2015 an be an bir anı kitapçığına dönüşürken... Bakın bakalım sizin anı sokağınızda da yer alanlar var mı...

Şubat ayında; Beşiktaş'ın Liverpool'u tarihin en heyecanlı maçlarından birinde eleyişi... Ercan Taner'in Rock N Roll listelerinde zirveyi zorlayan unutulmaz “Good Bye Liverpool” melodisi... O gece ne güzel bir geceydi...

Ya Pınar Karşıyaka'nın tüm basketbol dünyasını domine ederek kazandığı Lig şampiyonluğu... Ufuk Sarıca'nın önderliğinde; Avrupa'nın Allen Iverson'ı Bobby Dixon'ın liderliğinde geçen unutulmaz Yeşil-Kırmızı sezon... Bir semtin kendine ait yükseliş hikayesi.

Selçuk İnan'ın, Türkiye'yi Avrupa Şampiyonası'na götüren bileti ilk elden kestiren unutulmaz golü... O hep birlikte vurduğumuz topun ağlara gidiş anını hiçbir zaman unutmayacağız sanırım..

Arda Turan'ın Avrupa'nın en iyi takımı Barcelona'ya transferi, Enes Ünal'ın Manchester City için attığı adım, Lewis Hamilton'ın 3. Kez ulaştığı F1 Dünya Şampiyonluğu; Viktoria Zeynep Güneş'in yüzmede kazandığı ışıl ışıl başarılar...

2015 Bedensel Engelliler Dünya Yüzme Şampiyonası'nı 3.'lükle tamamlayan doğuştan bedensel engelli milli yüzücü Beytullah Eroğlu'nun ilham veren gülümsemesi...

Bu bir anı yazısı bu bir an yazısı... 2015'e veda 2016'ya merhaba yazısı...

2016'ın size getirdiklerinin, 2015'in sizden götürdüklerinden çok daha fazla olması dileği ile

Mutlu yılar...