10 gün önceki puan durumunda Beşiktaş 64 puanla lider, Galatasaray 64 puanla ikinci, Fenerbahçe 63 puanla üçüncüydü. O gün "üç maçta çok şey olur" demiştik. Bu takım 10 günde liderlikten bu duruma geliyorsa demek ki ciddi eksiklikleri var. Beşiktaş geçen sezonun 32. haftasına göre 8 puan fazla almış olduğu halde ligden koptu. Büyük takımlar puan farkı yediklerinde oyuından düşerler. Hiç öyle Şampiyonlar Ligi'ne katılma, ön eleme oynama falan düşünmezler. Beşiktaş'ın gardı düşmüş. İşin enteresanı Bilic'in de gardı düşmüş. Rotasyon yapmaya kalktı.
Beşiktaş'ta oyuncuların bireysel anlamda 1,5 aydır süren bir düşüşü var. Nisan ayından bu yana Demba Ba, Gökhan Töre, Olcay yok oldu. Veli sakatlandı gitti, Oğuzhan ortadan kayboldu.
Beşiktaş, "ben şampiyon olamam" der gibi oynadı. Sadece ikinci yarı biraz kıpırdadı. Beşiktaş yöneticilerinin, futbolcularının, teknik kadrosunun şampiyonluk coşkusu konuşmalarda kaldı. Kazandığı Sivasspor ve Çaykur Rizespor maçlarında S.O.S. veriyordu. Her gün geriye gitti ve şampiyonluk yarışından koptu. Torku Konyasporlu Torje'nin kornerden attığı gol hemen akıllara Mustafa Denizli ismini akıllara getirdi. Üşenmedim sordum, Mustafa Denizli 18 korner golü atmış. Dünya'da örneği yoktur.
Beşiktaş'ın matematiksel olarak Şampiyonlar Ligi şansı var ama çok demoralize durumdalar. Yine de Bilic, Türkiye'de ilk derbisini kazanmak isteyecektir. Serdar Kurtuluş'un fiziksel problem yaşadığı hiç olmadı. Rotasyona uğraması enteresandı. Hakikaten derbi için mi yapıldı bu rotasyonlar, anlamakta zorlanıyorum. Beşiktaş'ın iyi oynayarak, tarihinin en başarılı dönemini yaşadığını düşünüyordum. Son 3 maçta beni de yanılttılar. Torku Konyaspor karşısında da mağlubiyeti hak ettiler.
Veli'nin yokluğunda öne doğru baskı özelliğini kaybeden Beşiktaş çöktü. Sezonu erken açmaları da sezon sonunu getirememelerine sebep olmuş olabilir. Fiziksel yorgunluğa mental yorgunluk da eklendi. İnanç kalmayınca zaten fiziksel olarak da düşersiniz ve şuursuzlaşırsınız. Beşiktaş, final niteliğindeki maçını tek sarı kartla bitirdi. Mücadele etmedi. Bu, takımın gardının düştüğünü gösteriyor.
Beşiktaş, final niteliğindeki maçını tek sarı kartla bitirdi. Mücadele etmedi. Bu, takımın gardının düştüğünü gösteriyor. Beşiktaş'ın aslında çok güzel, kemik bir kadrosu var. Bilic belki de İnönü'ye çıkamadan Türkiye'den gidecek. Beşiktaş yönetiminin sözleşmesini uzatmaması Bilic'in de konsantrasyonunu etkiledi. Beşiktaş, Bilic ile devam edip etmemem kararını niye daha önce gündeme getirdi. Tabi bu söylediklerimizin hepsi, Bilic'in İngiltere Ligi'nden bir takımla anlaşmaması şartıyla geçerli. Kendisi anlaşmadım diyor. Antrenörlerin, kendi geleceklerini görebilmesi, konsantrasyonları açısından çok önemli. Yöneticilerin içlerine mi doğdu 10 günd etakımın 7 puan kaybedeceği. Bilic'in güven problemi yaşamasına sebep oldular. Eğer giderse Bilic'in tekrar bir gün Beşiktaş'a dönebileceğini düşünüyorum.
Bilic, Torku Konyaspor maçında teknik hatalar yaptı. Sosa'yı sağ açıkta değil forvet arkasında kullanmalıydı. Oyunun sonlarında şuursuzlaştı. Atınç'ı son bölümlerde forvet oynatacaksan, Demba Ba'yı niye çoyundan çıkardı? Bilic'in son 1,5 aydır kafası gerçekten çok karışık. Cenk Tosun ile neden başlamadı demem çünkü Cenk'in oyuna girerken fizik olarak hazır durumda olmadığı belliydi. Torku Konyaspor fazla pozisyon vermiyor ama ofansif yönden güçlenmesi gerekir. Aykut Kocaman da bunun farkındadır. Gelecek sezon daha iyi bir takım yaratacaktır. Anadolu'da taraftar desteği bakımından lider durumdalar. Bu sezon iyi performans gösterdiler. Aykut Hoca, amatör kümede bile çalışsa ilkeli ve idealisttir.
Beşiktaş, nerede olursa olsun, dar alanda rakibini hapsedip, baskısıyla boğan bir takımdı. Oradan buraya. Birçok sebep sayabiliriz ama en başta gelen sebep, fiziksel olarak sürklase oldular.
