Eurobasket 2013 Günlüğü #3

Eurobasket’te ikinci tur maçlarında heyecan devam ediyor. Özellikle dün geceki Slovenya-Yunanistan maçı, sadece tüm Slovenya’nın değil genel olarak basketbolseverlerin heyecanla beklediği bir mücadeleydi.

NTV Spor 15 Eyl 2013
Eurobasket 2013 Günlüğü #3

Eurobasket'te ikinci tur maçlarında heyecan devam ediyor. Özellikle dün geceki Slovenya-Yunanistan maçı, sadece tüm Slovenya'nın değil genel olarak basketbolseverlerin heyecanla beklediği bir mücadeleydi. Bu maç Yunanistan için bir nevi tamam mı devam mı niteliğindeydi; kaybedilmesi halinde son maçta Hırvatistan'ı yenmek ve İtalya'nın İspanya'yı yenmesini beklemek gerekecekti.


Maçtan önce İsmail olası sekiz senaryoyu tek tek açıklarken

İsmail'in ntvspor.net'teki milli takım analizini okurken çok üzülmüşüm anlaşılan...

İsmail maçtan önce ilginç bir istatistiği paylaştı; Yunanistan şu ana kadar Avrupa Şampiyonası tarihinde ev sahibi ülkeyi hiç yenememişti. O gece de geleneği bozmayarak parkeden yenik ayrılan taraf oldular. Maçtan sonra Yunanlı oyuncuların yüzünden öfkeyle karışık bir üzüntü okunuyordu. Sloven basınının ısrarlı röportaj taleplerini yanıtsız bırakarak hızlıca soyunma odasına geçtiler. Trinchieri'nin Goran Dragic savunmasındaki tercihinin Yunanlı gazeteciler arasında sıcak tartışmalara neden olduğuna da tanık olduk. Maçta Papanikolaou'nun ayak bileğinden sakatlanarak Sloven taraftarların alkışları arasında takım arkadaşları tarafından kenara taşınması ve Hırvatistan maçında oynayamayacak olması da gecenin üzerine tuz biber ekti.



Bu arada Slovenya farkı iyice açmışken Nick Calathes'ten “bu maç muhteşem olacak” şeklinde bir tivit geldi. O sırada sanıyorum Amerika'da Texas-Alabama kolej futbolu maçı oynanıyordu ve Calathes'in tivitini ona yordum. "Çünkü başka bir tivitinde Texas'ı tuttuğunu söylemişti." Ancak Yunanlı bir gazeteci Calathes'in tivitinin asıl adresinin Yunanistan A milli basketbol takımı olduğunu son derece sert cümlelerle belirtti.



2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı hatırlarsanız, Sloven taraftarlar Abdi İpekçi'yi tamamen doldurarak muhteşem bir turnuva atmosferi yaratmışlardı. Bu maçta da Stozice Arena'da şahane bir manzara vardı. Maçtan sonra tüm takım taraftara teşekkür eden tivitler attılar. Basın toplantısında koç Maljkovic ve Goran Dragic taraftara özellikle teşekkür ettiler. Biz de o gün doğumgünü olan Gasper Vidmar'la konuştuğumuzda daha güzel bir kutlama düşünemediğini, atmosferin İstanbul'daki gibi olağanüstü olduğunu söyledi.

İspanya ve Finlandiya arasında oynanan ve İspanya'nın rahat bir galibiyet aldığı bir önceki maça benzer bir ilgi yoktu tabi. Basın toplantısında Koponen de koç Dettmann da esprili sayılabilecek bir dille şapkadan tavşan çıkaramadıklarını, İspanya'nın kendilerinden daha iyi bir takım olduğunu kabul etmek zorunda olduklarını söylediler.

Koç değişikliğine giden Pau Gasol'süz, Navarro'suz İspanya bu turnuvada Litvanya'daki görüntüsünde değil. Maçtan önce Pau Gasol İspanya'nın bu maçı mutlaka kazanması gerektiğini belirten bir tivit atınca, eski koçu Phil Jackson'dan cevap gecikmedi: “Mutlaka yenmek mi? Gerçekten mi? Bence buz hokeyi maçı yapmalısınız.”



Maçtan önce konuştuğum, daha önce gazeteci olan ama şu anda milli takımda görev yapan bir tanıdığım, milli takımın kaynadığını ve takım içerisinde işlerin çok yolunda gitmediğini ima etti. İspanya, İtalya'yı yenmesi halinde ikinci tura yükselecek. Ancak İspanya'yı finallerde istemeyen Sloven gazeteciler dün İtalya ve Yunanistan galibiyeti için dua ediyorlardı. Yunanistan'ın dışarıda kalması durumunda Dünya Şampiyonası için çok güçlü bir wild card adayının daha olacağını da eklemek lazım tabi.

Red Foxes kızları Ljubljana sokaklarını gezerken...

Red Foxes kızları Ljubljana sokaklarını dolduran Litvanya taraftarıyla röportaj yaparken...