Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda artık grup sürecinde sona yaklaşılıyor. Bugün B grubunda son maçlar oynanacak ve takımların kaderi belli olacak.
İtalya'nın İspanya'yı mağlup etmesi grup içerisindeki dengeleri değiştirmiş, Sırbistan maçını A Milli Basketbol Takımımız için daha önemli bir hale getirmişti. Pek çok kişi tarafından turnuvanın favorisi olarak görülen Sırbistan'ı yenmek zaten halihazırda kolay iş değilken, önceki gece akşam saatinde oynanan Almanya maçında tüm enerjimizin harcanması, dar bir oyuncu rotasyonunun tam kapasite oynayıp iyice yorulması ve ertesi gün Ergin Ataman'ın “kahvaltı saati” dediği bir saatte bu güçlü rakiple karşılaşmak Ay-Yıldızlıların işini daha da zorlaştıran etkenler oldu.
Bu düşüncelerle salona girip anlatım masasının arkasındaki koltuklarda yerimizi aldığımızda tam arkamızda kendinden geçmiş Sırp taraftar grubunu görünce biraz huzursuz oldum açıkçası. Zaten salon dışarısında şu ana kadar görmediğim güvenlik önlemleri alınmış, 14 tane polis aracı arka arkaya dizilmişti. Neyse ki bir tatsızlık çıkmadan maçın sonunu getirdik. Gerçi Sırplar bu süre boyunca hem koç Ergin Ataman'a, hem de Türkiye aleyhine ırkçı söylemler de içeren çok çeşitli tezahüratlar yaptılar. Pota arkasındaki Türk taraftarlarla da sürekli atıştılar. Sırpça ile Türkçe birtakım kelimelerin ortak olduğunu ben de dün böylece çözmüş oldum!
Bu arada salonun kopan gürültüye rağmen yine boş olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Öyle ki en üst kategorideki yerler tamamen boş olduğu için, tribünlere artık perde çekilmişti.
Rakibimize 91-72 yenildiğimiz maç sırasında Sırp televizyonunda maç anlatan spiker, Ergin Ataman'ın neden yerini Ufuk Sarıca'ya bıraktığını ve konuşmadığını sordu. Zaten bir süredir sesinin kısık olduğunu ve sürekli öksürdüğünü basın toplantılarında da fark ettiğimiz koç, bunun nedeninin maç sırasında iyice kısılan sesi ve oyuncularla iletişim kurmakta zorlanması olduğunu söyledi.
“Maç sonu Sırp taraftarlar uzun süre galibiyeti kutladı.”
Maç sonunda tabi ki Ay-Yıldızlıların keyfi yoktu. Salon çıkışı oyuncuların önünde iki koridor bulunuyor. Sağ taraftaki koridor direk soyunma odasına gidiyor, soldaki ise oyuncuları önce gazetecilerin önünden geçiriyor, sonra soyunma odasına sokuyor. Mili takımın büyük kısmı hemen sağ tarafa dönerken, FIBA medya sorumlusu takımının geri kalanının önünü keserek mecburen bir kısmını gazetecilere yönlendirdi.
“Koç Ergin Ataman maç sonu Sky Sports'a röportaj verirken...”
Basın toplantısında Ergin Ataman daha önce başka takım koçlarının da dile getirdiği gibi turnuvanın maç programından şikayet ederken, Sasha Djordjevic de Bobby Dixon ve Sinan Güler'i başarılı bir şekilde etkisiz hale getirerek maçı aldıklarını söyledi. Bu arada bir gazeteci Djordjevic'e Nikola Mirotic'in Sırp bayrağını yırtmasıyla ilgili ne düşündüğünü sordu. Djordjevic önce “Kendi problemi. Herkes kendi yaptığından sorumlu” deyip konuyu kapatsa da sonra dayanamayıp “Ben Nikola'yı tanıyorum. Kendisi iyi bir çocuktur. Bir hata yaptı ve özür diledi. Özründe samimi olduğuna inanıyorum” diye ekledi.
Türkiye-Sırbistan maçından sonra ev sahibi Almanya ve İtalya arasındaki maça geçildi. Salonda tek kelimeyle muhteşem bir atmosfer vardı! Kulağa çok hoş gelen İtalya Milli Marşını Pavarotti gibi söyleyen İtalyan taraftarlara da şapka çıkarttığımızı belirtmem lazım!
Salona erken giren Alman taraftarlar, ısınmaya başlayan Nowitzki'yi görmek için en ön sıralara inmiş, telefonlarıyla oyuncunun şut atışını çekiyorlardı. Biz de o sırada tam pota arkasından yürüyorduk ve İsmail bir anda durup “Ne kadar şanslıyız, Nowitzki'yi bir metre öteden canlı canlı izliyoruz!” dedi.
Bu arada maç sırasında da kameralara yansıyan, Dallas formalı İsraili bir taraftarın tuttuğu “Sırf seni izlemek için ta İsrail'den kalkıp geldik!” yazılı pankart hem salondan büyük alkış aldı, hem de görüntü ekrana yansıdığında kenarda oturan Nowitzki'den.
Almanya'nın büyük çoğunluğunu önde götürdüğü nefes kesen mücadeleyi uzatmanın sonunda kazanan taraf İtalya oldu. Almanya haklı olarak büyük hayal kırıklığı içerisindeydi. Maç biter bitmez Alman televizyonunda canlı yayına katılan koç Fleming gözleri kıpkırmızı, hafifçe ağlıyordu. Üzülmemek elde değildi.
Maçtan sonra hayli yorgun olan ekip otele gelerek bu kez yemeği köşe başındaki kebapçı yerine otelde yedi. Malum bugün uzun ve önemli bir gün olacak. Ay-Yıldızlılar, kapasitesi sınırlı olsa da mücadele etmeyi seven İzlanda karşısına çıkacak. Gözler ise gruptaki yerimizi belirleyecek Sırbistan-İtalya ve Almanya-İspanya maçlarında olacak. İspanyol gazeteciler “master plan” dedikleri planın işlediğini ve grubu üçüncü bitirmek için herşeyin yolunda gittiğini söylüyorlar. Artık doğru mu diyorlar yoksa İtalya yenilgisine bahane mi buluyorlar bilinmez. Ancak bugün tüm yorgunluklarına ve hayal kırıklıklarına rağmen Almanlar planlarını bozarsa çok güleceğim.
